Sulak alanların birçok canlının üremesine ev sahipliği yaptığını söyleyen Prof. Dr. Aslan, “Van Gölü Havzası sulak alan konusunda çok zengindir. Hem tarım baskısı hem de sanayinin olmaması açısından ülkemizdeki en büyük sulak alanları Van Gölü Havzası’nda bulunur. Bu da biyoçeşitliği artırır. Aynı zamanda sulak alanlar biyolojik arıtma tesislerdir.
Diğer taraftan su depolarıdır. Küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliğinin etkililerini geciktirmek istiyorsak, bu sulak alanlara sahip çıkmak gerekir. Geç kalındığı zaman ise sulak alanları geri getirmek imkansız hale gelir.
Bu yüzden Van Gölü Havzası’nda sayısı azalan sulak alanlara sahip çıkılmalı ve korunmalıdır. Şayet bu alanlar korunmaz ise Karasu ve Edremit sazlık alanları gibi bunlar da yok olmaya mahkum olur” dedi.
Tabiatın zenginliği olan doğal mirasa sahip çıkılması gerektiğini dile getiren Aslan, yaban hayat konusunda da çok büyük faydaları olan sulak alanların gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde bırakılması gerektiğinin altını çizdi.